ölüyken yaşıyor gibi yapanlara…

ben darma dumanım.. dumanlarını yutmuş ve kendi içinde boğulan bir kaya parçası yutmuş gibiyim.

yüreğim yok.. gözüm yok.. ellerim.. mevsimim yok.. rengim yok.. sen yoksun.. insanlar yok…
burası neresi peki, sevgili.. bu yaşam nerenin yaşamsızlığı da sığdıramadık kendimizi bu kareye bak gene olmazlarımı koyup çantama sana geldim.. sana ve sensiz olana her şeye geldim.
içimin yakarışları da bitti sonunda…

karmakarışık bir halde tam bir hiçliğin içindeyim. ve hiç gibiyim savruluşlarında. dilim peltek peltek bir sevdanın ağıdını mırıldanıyor. ve sen gene duymazlarda safran sarısı bir sonbahardasın.
sonbahar demişken yokluğunun varlığını beklerken, ilk kez göz göze geldiğimiz o sarı ve yeşilin her tonunu dallarında barındıran ağaçları düşledim şu an. elimi uzattığımda bana, mevsimin güz dolu bir yalnızlık olduğunu haykırıyorlardı. oysa benim ve bizim gibilerin hazanı güz olur ve yalnızlık mevsimi bitmez.. kendi kendimize mırıldandığımız o senfoni hiç susmadı sevgili…

sen ne zaman geldin de gittin, diyorum. ne zaman aşık oldun yokluğumu da ben hala bensiz bir bedene sarılmana ağlıyorum bu olası cinnet yağmurlarında. kahrım büyük sevgili, yalnızlığım gibi, ya da sen gibi.. donmuş bir yürekle ve donmuş bir mevsimin içinde kalmış bir ruh, nasıl olur da devam eder yaşama, nefes alması mümkün olur mu.. bunları düşünüyorum ve  bu düşüncelerin içinde boğuluyorum.
ağlamaklı mıyım, yoksa ağlıyor muyum bilmiyorum. bildiğim sana gelirken sonu gelmiş bir uçurumdan kendimi aşağı bıraktığım.. diyor ki bana yüz yüze geldiniz ama, yürek yüreğe gelemediniz. yürek yüreğe gelemediyseniz, gerisi hikayedir, mavi. öyle dedi ve sus oldu yağmura soyunan adam. evet sonu gelmiş bir masal oldu bizimki ve bıraktım ruhumu boşluğa..ruhum acıyor ya da öyle olduğunu hissetmek istiyorum. öyle olsun ki bu amansız, hissiyatsız duygulardan ve bu bunaltılardan çıkayım.. çıkmak istiyorum.

dokunsan ağlayacak gibi değil, ölecek gibiyim.. bir yerlerim kanıyor gene durmaksızın. midem bulanıyor. Durmadan midem bulanıyor ve kusmak istiyorum. yuttuğum bu yaşamları kusmak istiyorum. kusup yeni yaşamlar var etmek  için.. yuttuğum yaşamları kusmak istiyorum ki, ölümler kalsın bana.. ölümler kalsın bizim gibi yaşamın tam zıtlığında zıt olan bu aylaklara. ölüyken yaşıyormuş gibi yapanlar işkencelerin çarmıhında oluyor ya, işte öyleyim. sonsuzluk içinde bir son olmaz bu işkence hep sürmeye devam edecektir..

bana iş

ken

ce

ler

var

eden bir sevgilinin izdüşümsel satırlarındayım..ve hala bitmedi şiir…

‘Mavinin Çığlığı’

Comments are closed.